İsmi Bile Unutulan Adetlerimiz
 
İletişim imkânlarının çok kısıtlı olduğu, radyo, televizyon, sinema tiyatro gibi

İletişim imkânlarının çok kısıtlı olduğu, radyo, televizyon, sinema tiyatro gibi eğlence imkânlarının bulunmadığı ve şehirleşmenin gelişmediği kadim zamanlarda insanlar çeşitli eğlence türleri, imkânları yaratmak suretiyle hoş vakit geçirme yollarını aramışlardır.

Bunların en çok uygulananları düğünler ve düğün esnasında yapılan çeşitli etkinliklerdir. Adığelerde bu konuda kafa yormuşlar ve çok çeşitli eğlenceli adetleri hayata geçirmişlerdir. Ancak bunların bir kısmının isimleri bile yeni nesil tarafından bilinmemektedir.

Yazımızda bu unutulan eğlenceye yönelik adetlerimiz hakkında kısa bilgi sunularak, en azından bilmeyenlerin merakını uyandırmak ve bunların dışındakilerin de bilenler tarafından kaleme alınmasını ve gençlere hatırlatılmasını sağlamayı gaye edindik.

***

GOŞE YİCİJ- GOŞE YEJEJ - NIVA YİCİJ: (Büyük kayınvalidenin evi terk etmesi) 

Düğün sırasında, düğünü çeşitlendirmek ve düğün sahibinden bazı armağanlar koparmak için, evlenen erkeğin babaannesi tarafından yapılan şaka yollu bir adettir. Babaanne düğünün gündüz en yoğun biçimde sürdürüldüğü bir sırada, “sezaşşığ,  gom yıgoşı taştov seplıta “( bıktım artık, oğlumu büyüttüm torunumu büyüttüm onun çocuğunu büyütecek gücüm kalmadı) diyerek yanına biraz yiyecek, giyecek alarak, komşu bir eve veya açık araziye doğru alır başını gider ve bu durum düğünde bulunanlara iletilir.

Bunun üzerine düğündekiler babaannenin peşine düşerek geri dönmesi için ikna etmeye çalışırlar. Ancak babaanne direnir ve sonunda kopardığı bir armağanla evi geri döner. Tabi bu pazarlıkta çeşitle güldürücü ve eğlendirici lafları söylemek büyük önem taşımaktadır.

 

ŞEVE TUĞ : (Damat çalmak)

Adetlerimizde damat,”şevedago” (sağdıç) tarafından korunur ayrı bir evde oturtulur ve katiyetle biran dahi yalnız bırakılmaz. Damadı kutlamaya gelenler muhakkak şevedago tararfından karşılanır ve ağırlanır, damat yalnız bırakılmaz. Damadı yalnız bulan ‘’guşagolerin’’ (tebriğe gelenlerin) damadı saklama veya kaçırma yetkileri vardır. Damadı yalnız bulanlar, onu en yakın bir yere götürerek, ’’şevadagoya’’damadı kaçırdıklarını haber verirler ancak yerini gizli tutarlar. Ancak emanette olan damadın kaçırılması ‘’şevadago’’ için büyük bir ayıptır. Bunun için, hemen saklayanlarla pazarlığa girişerek damat iade edilir. Pazarlık ekseriya bir yemek daveti verilmesi için yapılır.

 

ŞÖ ZETEĞ : (Deri kapışma)

Bu adette, düğünün sona ermesini müteakip, kesilen kurbanlardan birisinin derisi açık araziye fırlatılarak bu derinin delikanlılar tarafından elden ele dolaştırılarak, birbirlerinden kapmak suretiyle bir eve götürülmesine veya bir sahipli bahçeye atılmasına çalışılır. Deri kapma yaya veya at üstünde olmak üzere iki şekilde yapılırdı. Bu adetin çıkış nedeni şöyle açıklanabilir. ŞOFI demek Çerkezcede takım elbise demektir. Eski çağlarda derinin çok iyi terbiye edilerek bundan elbise yapıldığı malumdur.

Deri de kıymetli bir meta olduğundan, bu adetin doğduğu ve rağbet gördüğü muhakkaktır. Bu adet şöyle bir söylemin doğmasına da sebep olmuştur. Bir işte başarılı olanlara“Mığıy şör gahitğıjığ” (bu sene de barıya ulaştı), şeklinde övgü yağdırılırdı. Afganistan’da at üstünde ve ölmüş koyun ve keçinin kapışılması adeti olan ve “Buzkaşi” biraz vahşilik taşımakta olup, atalarımız, insancıllık örneği olarak bunu yüzülmüş deri ile icra etmekteydiler.

 

ŞEVEŞEJ : (Damat geri götürme)

Adetlerimize göre, damadın çekingen davranması, akrabalarından ve toplumdan bir müddet uzak kalması bir saygı gereği olarak uygulanmaktaydı. Bu duruma son vermek için, düğünden bir müddet sonra damadın arkadaşları tarafından babasının evine gece vakti götürülerek, bir yemek davetinden sonra büyüklerinin ellerinin öptürülmesi ile tören sona ererdi. Böylece damadın topluma tekrar karışması bir törenle sağlanırdı. Bu adet halen bazı köylerimizde azda olsa uygulanmaktadır.

 

TIŞASE : (Gelin kızın baba evine ziyarete götürülmesi)

Adığelerde gelin olan kızın, damadın ailesine ısınması ve onlarla kaynaşarak iyi geçinmesi, uyum sağlaması için düğünden sonra yaklaşık bir sene müddetle babasının evine gitmesi hoş karşılanmazdı.

Belirli bir müddet geçtikten sonra, gelin yeni ailesinin akrabaları ve köyden katılanların eşliğinde baba evine götürülerek düğün yapılır ve eğlenilirdi. Buna da “Tışase cegu” denirdi. ‘’Tı’’ bilindiği gibi baba demektir. ‘’Tışase’’ ‘de, ‘babaya götürme’’ şeklinde anlaşılabilir.

 

EPLEC IH : (Mendil almak) 

Düğünün gündüz saatlerinde, delikanlıların at üstünde düğün mahalline girerek, mendil almaları şeklinde icra edilirdi. Mendil ekseriye ‘’kaşen’’den alınırdı. At soyunun bitmesi ile bu adet de tarihe karışmış durumdadır.   

 

DAHE GENAF : (Güzel seçme) 

Düğünün en kalabalık olduğu gündüz saatlerinde, Thamate heyeti düğüne gelir sırayla oynatılır ve bir müddet düğünü seyrederek, en güzel kız, en zarif hareket eden kız (Zegoce dağe) en güzel oynayan kız ve erkek seçilerek Hatiyago’ye bildirilir sonra da düğün gençlere bırakılırdı. Kim bilir, belki de Dünya’da ki en eski güzellik seçme uygulaması, atalarımız tarafından yapılmış ve buradan Dünya’ya yayılmıştır.

 

PŞEŞA VAS, CELA VAS : (Kız ve Delikanlı parası)

Genellikle, köy dışına gelin verilmesi durumunda, gelin alan aileden alınan bir paradır. Kız parası köydeki gelinlik kızlara eşit olarak dağıtılır ve çeyiz yapımında kullanılması istenirdi. Delikanlılar için alınan para ise düğün malzemeleri alımında ( Pşına, elbise vs…) kullanılır ve emin bir kimsede toplanarak, başka amaçlar için kullanılmazdı. 

 

MAHLE GAŞÖ : (Damat ağırlama)   

Bu adet bazı Çerkes boyları tarafından yapılırdı. Bilindiği gibi, damatlara kız tarafınca biraz mesafeli davranılır ve saygıda kusur etmemesi istenirdi. Belirli bir müddet geçtikten sonra, damat, kız ailesi tarafından arkadaşları ile birlikte davet edilerek ziyafet verilir ve kız tarafının mensupları ile tanıştırılarak resmiyet giderilirdi.

 

CE FEVSIN : (İsim takma)

Gelinler yeni ailesinin bireylerine isimleri ile hitap etmezlerdi. Bir kısmının ismi zaten bellidir. (Goşe, pşı gibi) Diğer yakın akrabalara ise güzel isimler takılır ve gelin bu isimle hitap ederdi.

İsim takmak için düğünden birkaç hafta sonra gelinin ziyaretine gedilir ve bazen de ufak hediyeler verilerek kendisine isim takması istenirdi. Gelin de onlara güzel ve yüceltici isimler (celepş, gocepş, nepçedağ,dahe, sidış, gibi) isimler takardı. Şimdilerde bu adet kısmen Sürdürülmekte, fakat lisan unutulduğu için isimler türkçe takılmaktadır.

 

Hıcırece mıyfadiz . Şötğaj,

Yeşgar Kunaçiy (Mustafa Saadet)

 

 
  Bugün 38 ziyaretçi (53 klik) kişi burdaydı! Copyright 2009 Your Website | CSS Template By Cherkess Design  
 
https://img.webme.com/pic/n/naazimcadeneme/gri1.gif Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol