Salman Raduyev ve Çeçen Direniş Destanı
 
O’na (Rus Çarına) söyleyin;
Başında bulunduğum bu kahramanların, kalplerinde kökleşen zafer imanı kökünden kazınmadıkça; ve en genç muhariplerimden en ihtiyar naiplerime kadar, tek kurşunları ve tek kolları kalıncaya kadar, bu mübarek vatanı son dağına, son köyüne ve en son kaya parçasına kadar karış karış müdafaa etmekten beni hiçbir kuvvet men edemeyecektir. Bu uğurda bütün evlad ve ayalimi kılıçtan geçirseniz; en son müridimi yok etseniz; tek başıma ve son nefesime kadar sizinle yine dövüşeceğim. Son cevabım budur!

Şeyh Şamil, Çeçenistan, Eylül 1838


Salman Raduyev ;


“Yalnız Kurt” olarak da bilinen Salman Raduyev, I. Rus-Çeçen Savaşı’nın kazanılmasında etkin rol oynadı. Çeçenistan’ın ilk Cumhurbaşkanı Cehar Dudayev’in damadı (Yeğeni Lidiya Raduyeva ile evlidir, Cavhar ve Zelimhan adında iki oğlu vardır.) olan Raduyev, bir süre Gudermes Belediye Başkanlığı görevini de yürüttü.

I. Çeçen Savaşı sırasında, Çeçen halkının özgürlük mücadelesinin sembol isimlerinden biri oldu. 9 Ocak 1996 tarihinde Dağıstan’ın Kızılyar Kasabası’na bir baskın düzenleyerek buradaki Rus askerlerini rehin aldı. Raduyev ve beraberindekiler Rus güvenlik güçlerinin yoğun kuşatmalarına rağmen ağır kayıplar vermeden Çeçenistan’a dönmeyi başardılar. Bu olayın ardından Rus Hükümeti Çeçen direnişçilerle aynı masada oturarak ateşkes anlaşması imzalamayı kabul etti.

Raduyev, Mart 1996 tarihinde başından ağır yaralandı, bir gözünü ve kafatası kemiğinin bir bölümünü kaybetti. 13 Mart 2000’de ise Ruslar tarafından esir alındı. Ömür boyu hapis cezasına çarptırılan Raduyev, olmadık işkencelere maruz kaldı. Rusya’nın Permi bölgesinde Seli Kampski Hapishanesi'nde gördüğü ağır işkenceler sonucunda iç kanama geçirerek henüz 35 yaşındayken, 13 Aralık 2002’de şehit oldu.

Ele geçer geçmez “Hizmete hazırım!” diye söze başlayıp, korkulu gözlerle can derdine düşen sözde liderlerin hala baş tacı edildiği günümüz dünyasına, yaşantısı, mücadelesi ve cesaretiyle kahramanlık ve insanlık dersi veren bu yüce komutan, içe çökük alnı ve görebilen tek gözüyle Rus yargıçlarının gözlerinin içine baka baka aynen şu cümleyi kurmuştur;

"Kendi vatanımı savundum. Biz Rusları çağırmadık. Onlar gelip bizim vatanımızı işgal ettiler. Biz savaş istemedik, onlar gelip bizimle savaşmak istediler. Askerlerimizle savaşmak yerine çocuk, kadın ve yaşlı insanları öldürdüler. Sizin, benim hakkımdaki hükmünüz ceza değil mükâfattır. Allah’ın bana verdiği ömrü, O’nun yolunda ve kendi vatanıma harcadım. Her şey, Allah’ın elinde. O istediği zaman ben buradan çıkarım. Ben, önce Allah’ın, sonra komutanım Cehar Dudayev’in askeriyim. Savaştığım için asla pişman değilim.”

Allah rahmet eylesin…
 
  Bugün 1 ziyaretçi (2 klik) kişi burdaydı! Copyright 2009 Your Website | CSS Template By Cherkess Design  
 
https://img.webme.com/pic/n/naazimcadeneme/gri1.gif Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol